Erdoğan Türkiye'deki yüksek enflasyonu kontrol edebilecek mi?

Mart ayı sonunda yapılacak yerel seçimler öncesinde Türkiye'de gündemi enflasyon ve hayat pahalılığı krizi oluşturuyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre yıllık enflasyon Şubat ayında yüzde 67'ye ulaşarak 15 ay önceki rekoru kırdı ve yüksek faiz oranlarının hızla artan fiyatlara son vereceği yönündeki umutları boşa çıkardı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yıllardır yüksek faiz oranlarının azılı bir rakibi oldu. Siyasi mitinglerde düzenli olarak “Faiz oranları nedendir, enflasyon ise sonuçtur” sloganları atarak geleneksel iktisatçılara meydan okudu. Alışılmadık para politikalarını haklı çıkarmak için yüksek faiz oranlarını tefecilikle eşdeğer gören İslami gelenekten alıntı yapıyor.

Türk ekonomist Hayri Kozanoğlu, “Erdoğan, kişisel düzeyde hiçbir temeli olmayan bu hipoteze inanıyor gibi görünüyor” diyor. “Fakat İslamcı söylem aynı zamanda faiz oranlarını düşük tutmak ve Mayıs 2023'teki genel seçimler öncesinde ekonomiyi canlandırmak için de bir bahaneydi.”

Türkiye Merkez Bankası da Türk lirasını yapay olarak ayakta tutmak için tüm döviz rezervlerini yaktı.

Mayıs 2023'teki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan, 2002'de başlayan sarsılmaz kuralını sürdürerek görevde beş yıl daha kazandı. Ancak Haziran 2023'te, usta Wall Street ekonomisti Mehmet Şimşek'in başkanlığında yeni bir finans ekibi atadı. Merkez bankası sekiz ay içinde faiz oranlarını yüzde 8,5'tan yüzde 45'e çıkardı. Yatırımcılar yeni eğilimi memnuniyetle karşılarken, enflasyon değişmeyi reddetti. Seçimden bu yana İngiliz sterlini karşısında 25'ten 40'a düşen lira, neredeyse her gün rekor düşük seviyelere ulaşmaya devam ediyor.

Yerel seçimler yaklaşırken Erdoğan yeni bir harcama çılgınlığına girişti. Aylık asgari ücret, Ocak 2023'te yüzde 99 artışla bir yıl içinde ikinci kez 17 bin liraya (420 £) çıkarıldı.