Dünyanın keşfedilen en eski ve ilk kılıçları

Malatya Arslandep Höyüğü’ndeki eski bir kerpiç saray kompleksinde 43 yıl önce yapılan kazılarda bulunan 5 bin yıllık kılıçlar, dünyanın en eski kılıçları olma özelliğini taşıyor.

Birçok arkeolog, Türkiye’deki Arslantepe arkeolojik alanında bir kılıç deposu keşfedilmeden önce, en eski kılıçların MÖ 1600 veya 1500 yıllarına dayandığına inanıyor.

Arslantepe (Melid) ören yerinde bulunan dokuz kılıç, dünyada bu silahın ilk kez kullanıldığını kanıtlıyor – bilinen herhangi bir örnekten en az bin yıl önce. Erken Tunç Çağı’na (yaklaşık 33. ila 31. yüzyıllar) tarihlenirler.

1980’lerde Marcella Frangipane’nin Roma Üniversitesi’ndeki ekibi, MÖ 3300’e kadar uzanan dokuz kılıç ve hançer keşfetti. Frangipane, Arslandep’in kılıçlarını dünyanın en eski ve ilk kılıçları olarak ilan etti.

Arsenik ve bakır karışımından yapılırlar. Üç kılıç, gümüşle ince bir şekilde kakılmıştı. Bu kolların toplam uzunluğu 45 ila 60 cm’dir.

Bu yeni teknolojiden yapılan bu bıçakların ortaya çıkmaya başladığını ve bir kılıcı tanımladığını düşündüğümüz unsurlara sahip olduğunu gördüğümüz için bu bölge kılıcın doğum yeri olarak kabul edilir. Bıçak, koruma, kavrama ve kulp şeklindedirler. Boyut olarak bugün düşündüğümüzden daha küçüktüler, ancak onların zamanında, muhtemelen günün en iyi teknolojisiyle elde edilebilecek kadar uzundular.

Metalürjideki bu ilerleme, dönemin yüksek statülü mezarlarında bulunan değerli nesnelerin birçoğunda görülür ve bu kılıçlar da bunlardan biridir.

Bu parçaların nasıl çalıştığı hakkında çok fazla tartışma var. Sadece statü sembolleri miydiler yoksa pratik bir amaca hizmet edebilirler miydi? Kılıçlar tarih boyunca her iki amaç için de kullanıldı ve modern standartlarımıza göre ilgisiz görünseler de, MÖ 3000’de bir düşmanın elinde gününüzü mahvedecek kadar işe yarayabilirlerdi.

İlk şehir devletinin kurulduğu Malatya’daki Aslandep Dağı, kerpiç sarayı, 5 bin 500 yıllık tapınağı, kılıçları ve mızraklarıyla tarihe ışık tutuyor. Fırat’ın batı yakasında, şehir merkezine 7 kilometre uzaklıkta bulunuyor.

UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Arslandep Dağı, 6 Şubat’ta ülkenin güney kesimini vuran ikiz depremlerden sonra kısmen hasar gördü.

Geçici çatı bölümü, müzenin kalıcı çatısına herhangi bir zarar vermeden çöktü, ancak arkeolojik yapısına zarar vermedi.