Hissedarlar-hissedarlar sözleşmesi kapsamında nama yazılı hisselerin anonim şirketlere devrinin kısıtlanması

Hissedarlar-hissedarlar sözleşmesi kapsamında nama yazılı hisselerin anonim şirketlere devrinin kısıtlanması

Bu makaleyi yazdırmak için tek yapmanız gereken Mondaq.com’a kaydolmak veya oturum açmaktır.

giriiş

Anonim şirketler, hissedarlarıyla ilişkisi olan, yalnızca sermayeye dayanan, sermaye ortaklığı şeklinde örgütlenen ve kural olarak paylarını serbestçe değiştirebilen şirketlerdir.

Uygulamada, hisselerin devrine ilişkin hak ve yükümlülükler, hissedarlar sözleşmesiyle belirlenmektedir (“Ça“), bu aynı zamanda hissedarlar arasındaki ilişkinin diğer yönlerinin de belirlenmesine olanak tanır.

Bu bağlamda, SHA’larda payların devrine ilişkin sınırlamalar belirlenirken, pay sahipleri arasındaki devir sınırlamalarının geçerliliğinin ve teyit edilebilirliğinin değerlendirilmesi için 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) emredici hükümlerinin dikkate alınması zorunludur.TTK“) dikkate alınarak anonim şirketlerin paylarının alım satım kolaylığı sağlanması amaçlanmaktadır.

1. TTK Kapsamında Pay Devri Sınırlamaları

Anonim şirketlerde payların devredilebilirliği esas olmakla birlikte, pay sahiplerinin ticari özgürlüğünün sağladığı menfaatler ile şirketin ekonomik bağımsızlığını dengelemek amacıyla TTK’da pay devrini kısıtlayan bazı hükümler getirilmiştir. pegging olarak anılır.(Bağlam)Hükümler.

1.1. Yasal bağlantı

Türk Ticaret Kanunu’nun 491. maddesi uyarınca, esas sözleşmede hüküm bulunmasa dahi, ödenmeyen hisselerin devredilmesi, miras paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya icradan kaynaklananlar dışında, Türk Ticaret Kanunu’nun 491. maddesine göre; şirketin onayı. Şirket, devralanın ödeme gücünden şüphe duyması ve gerekli teminatın sağlanmaması halinde onay talebini reddedebilir.

1.2. Platformu bağlayın

492 ve devamı maddelerde belirtildiği üzere. Şirket, TTK’dan gelen, sınırsız nama yazılı payların mülkiyetinin devrine ilişkin onay talebini Esas Sözleşme’de belirtilen önemli bir nedenden dolayı reddedebilir.

Bağlama hükümlerinin uygulanması için gerekli olan maddi sebep, şirketin iş konusunun veya ekonomik bağımsızlığının korunması amacıyla payların devrine ilişkin onay talebinin reddedilmesini haklı kılan sebep olarak nitelendirilmektedir.

Şirket paylarının aşağıda belirtilen kişiler tarafından devralınması, bağlama hükümlerinin uygulanmasını sağlayan temel sebep olarak kabul edilir ve dolayısıyla devir için şirketin onayını gerektirir:

  1. Şirketin rakibi olan kişiler,

  2. Şirketin faaliyet konusuyla ilgili özel mevzuatta pay sahipleri için aranan bazı nitelikleri taşımayan kişiler,

  3. Devir sonucunda Şirketin bağlı ortaklık haline gelmesine neden olabilecek ana şirketler veya bağlı ortaklıklar veya

  4. -İnanç konusundaki ihtilaflarına rağmen-belirli bir aileye ait olmayan kişiler.

Onay talebinin maddi bir nedenden dolayı reddedilmesinin yanı sıra, sözde“Benden kurtul”Türk Ticaret Kanunu’nun 493’üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtildiği üzere şirket, payları gerçek değeriyle kendi hesabına veya başkası hesabına satın almayı teklif ederek, onay talebini, bu yönde bir durum olmasa bile reddedebilir. Kanunda öngörülmesi şartıyla maddi sebep olarak nitelendirilebilir.

Devrin onaylanması talebinin bağlam hükümleri kapsamında reddedilmesi halinde, paylara ilişkin mülkiyet hakkı ve yan haklar devredende kalır. Yani payların devri geçerli sayılmaz.

2. SHA tarafından hisse devrinin kısıtlanması

Bağlantı hükümlerinin kapsamının ticari hayatın gerektirdiği transfer kısıtlama mekanizmalarına göre dar olması, ilgili mekanizmaların kanundan bağımsız olarak katkı sözleşmelerinde yer alması gerektiği sonucunu doğurmuştur.

Esas sözleşmeler, başta TTK olmak üzere katı mevzuat kuralları çerçevesinde düzenlenen zorunlu sözleşmeler olmakla birlikte, şirket organları ve hissedarlar gibi şirketteki menfaat sahiplerinin yanı sıra başkalarını da bağlayıcı niteliği dikkate alınarak, Esas sözleşmede düzenlenebilecek hususlar sınırlandırılmıştır.TTK ile SHA’larda şirkete ilişkin bazı hususların düzenlenmesi istenmektedir. Bu bakımdan pay sahipleri sözleşmeleri, ticaret hukukunun esas sözleşmeye kazandırdığı özellik olan üçüncü kişileri tasdik etme özelliği taşımadığından, yalnızca pay sahipleri sözleşmesine taraf olan pay sahipleri arasında geçerlidir. doğası gereği ilişkilidir.

2.1. SHA’larda belirtilen hisse devri kısıtlamaları

Limited şirketlerce öngörülen pay devri sınırlamaları, emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak koşuluyla, sözleşme özgürlüğüne uygun olarak ve özel duruma göre belirlenebilir. Ancak payların devrine ilişkin hakların tanınması yoluyla belirlenen kısıtlamalar uygulamada en yaygın olarak görülen şu yapılardır:

  1. Rüçhan hakkı:Payların devri halinde teklif öncelikle hak sahibine yapılır.

  2. Ön alım:Üçüncü bir kişiden teklif gelmesi veya üçüncü kişiyle payların devri konusunda anlaşmaya varılması halinde, hak sahibi tarafından tek taraflı olarak kullanılan pay iktisap hakkı.

  3. Satın alma seçeneği:Belirli şartların yerine getirilmesi halinde veya belirli bir süre içerisinde tek taraflı beyanla pay satın alma hakkı.

  4. Bir seçim yapmak:Belirli şartların yerine getirilmesi halinde veya belirli bir süre içerisinde tek taraflı duyuru yoluyla pay satma hakkı.

  5. Sağ tarafta işaretleyin:Borçlunun üçüncü bir kişiden hisse devri için teklif alması veya üçüncü kişiyle anlaşmaya varması halinde, aynı şartlarda hisse satışına katılma hakkı.

  6. Sağa doğru kaydırın:Hak sahibinin, üçüncü bir taraftan hisselerin devri için teklif alması veya üçüncü kişiyle anlaşmaya varması halinde, borçlunun hisselerini aynı şartlarda satışa dahil etme hakkı.

3. Hisse sahipliği sözleşmelerinde öngörülen hisse devri sınırlamalarının geçerliliği

Her ne kadar kanun, TTK’da tanınan ve tespit işlevi nedeniyle üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilen bir sözleşme türü olsa da, ortak sözleşmelerin göreceli niteliği, içerdiği hükümlerin yalnızca tarafları bağladığı sonucunu doğurmaktadır. Bu nedenle pay sahipleri sözleşmesinde yer alan pay devri sınırlamalarının üçüncü kişilere karşı uygulanabilmesi için esas sözleşmeye yansıtılması gerekmektedir.

Ancak esas sözleşmede payların devrine ilişkin olarak yer alabilecek sınırlamalar, TTK’da yer alan uyum hükümlerinin sınırlarını aşamaz. Bu hükümlerin dışındaki aktarım kısıtlamaları, TTK’nın emredici hükümlerine aykırılık oluşturacağından üçüncü kişiler açısından herhangi bir sonuç doğurmayacaktır. Bu nedenle, bağlayıcı hükümleri aşan transfer kısıtlamaları -bir şekilde kanuna dahil edilebilecek olsa bile- kanun hükümlerine aykırı olarak yapılan transferin geçerliliğine halel getirmeyecek, sadece tazminat yükümlülüğü doğuracaktır. SHA Tarafların Borçlar Kanunu uyarınca.

Çözüm

Anonim şirketlerin paylarının, şirketin ekonomik bağımsızlığının korunması ve ticari amacının gerçekleştirilmesi amacıyla serbestçe devredilmesi esas olmakla birlikte, bağlayıcı hükümlerle bu ilkeye istisnalar getirilmiştir. Ancak uygulamada, hisselerin devrine ilişkin kanunun katı sınırlarının ötesindeki kısıtlamalar SHA’lar tarafından düzenlenmektedir. Ancak şüpheli alanlar için sözleşme serbestisi kapsamında daha kapsamlı sınırlamalar getirilmesi mümkün olmakla birlikte, ilgili sınırlamaların yalnızca tarafları bağlaması nedeniyle amaçlanan korumanın kesin olarak sağlanamayacağı ve İlgili kısıtlamaları ihlal etmenin tek sonucu, ihlal eden tarafın Borçlar Kanunu kapsamında sorumlu hale gelmesidir.

birleşme ve satın alma

Kılınç Hukuk & Danışmanlık Birleşme & Devralmalar Departmanı; Yerli ve yabancı müvekkillere, özel ve kamu şirketlerine hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir…

Daha Fadla

Bu makalenin içeriği konuya ilişkin genel bir rehber sunmak amacıyla hazırlanmıştır. Durumunuza göre uzmanlardan tavsiye almanız önerilir.

READ  17 Mart'tan Ukrayna savaş haberleri: Batılı yetkililer barış görüşmeleri konusunda uyardı, Zelensky Avrupa'yı 'yeni duvarla' yüzleşmeye karşı uyardı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir