Doğrusal geometri ve Türkiye'deki bağların peyzajı Rubrum ofisini tanımlıyor
Mimarlar sıklıkla yapılı olanı doğaya tabi kılmanın ve doğayla uyum sağlamanın yollarını araştırmışlardır. Frank Lloyd Wright'ın organik mimari anlayışından, doğal formların ve yapıların hesaplama yoluyla prototiplenmesine kadar, tasarım genellikle doğal ve insan yapımı arasındaki çizgileri bulanıklaştırır. Asıl soru, doğal peyzajı nasıl alıp kendi avantajınıza kullanıp, yapılı ve yapısız alanların mükemmel bir uyum içinde olmasını nasıl sağlayacağınızdır? Doğal dünyadakileri taklit eden konforlu alanları nasıl sağlayabiliriz?
Türkiye merkezli Office İstanbul Architects'in Rubrum ofisi, İzmir'in üzüm bağlarının dalgalı manzarasını, verimi en üst düzeye çıkarmak için stratejik olarak yerleştirilmiş ve bölgede hakim rüzgarlar tarafından yönlendirilen asmaların doğrusal hizalamalarıyla peyzaj düzenlemesi yaptı. Yapının şeklini tanımlayan bir tasarım referansı. Duvarları ve düz çatıları, zeytin ağaçları ve üzüm asmalarından oluşan güzel bir manzaraya bakan yer altı yapısı, manzarayla bütünleşmiş, göze çarpan bir ofis tasarımını tanımlıyor. İlk bakışta, yayılan asmaların geometrisiyle aynı hizada olan bir dizi istinat duvarı yerden yükseliyor. Bir tarım şirketinin ofisi için inşa edilen bina, İzmir Seferihisar'ın yemyeşil peyzajında, bağ ve zeytinliklerin ortasında yer alıyor.
Yere gömülen pişmiş toprak gölgeli duvarlar coğrafyayı çerçeveliyor, mekânlarda ilerledikçe onu saklıyor ve açığa çıkarıyor. Camlı duvarlar, her bakışta yeni bir manzaranın açıldığı ofis iç mekanlarından geniş manzaralar sunar. Ofisteki mekanların yapısı ve organizasyonu, ziyaretçilere yol gösterici olan, toprak bazlı mineral sıvadan yapılmış bu duvarlara dayanıyor. Bunlar aynı zamanda farklı odaları bir arada tutan bir odak noktası haline gelen bir avluyu da çerçeveliyor.
Çeşitli etkinliklerin kabulü ve bağlantısı için bir alan olan bu alan, çevredeki alanlar arasındaki dolaşımı kolaylaştırırken, olumsuz iklim koşullarına karşı konfor ve koruma sağlayan pasif bir tasarım tekniği olarak hareket eden güvenli bir alan olarak tasarlanmıştır. Mimarların resmi basın açıklamasında belirttiği gibi avlunun tasarımı, iç mekanların avlu etrafında toplandığı geleneksel Ege evlerinin morfolojisinden ilham aldı. Bunlar ayrıca, yine duvarların toprak rengine ve arnavut kaldırımlı zemin kaplamasına yansıyan toprak veya taş zeminlerle karakterize ediliyordu.
Avlu, mekanları bir araya getirmenin ve pasif bir soğutma cihazı görevi görmenin yanı sıra, iç mekanlara doğal ışık getirerek iyi bir çalışma ortamına olanak sağlayan aydınlık ve havadar bir atmosfer yaratıyor. Depolama alanı, yönetici odası ve açık plan çalışma alanı dahil olmak üzere önemli ofis alanları kompakt olacak şekilde tasarlanmıştır. Avlu ve açık sirkülasyon alanları sayesinde tasarım gözenekli bir his veriyor ve bağla zarif bir şekilde bütünleşiyor.
Kimi zaman manzaranın içinde, kimi zaman mavi gökyüzünün ve yeşil bitki örtüsünün önünde, topraktan yükselen kırmızı rengiyle İstanbul Mimarlık tarafından yakın zamanda tamamlanan Rubrum ofisi, mimari ustalığın bir kanıtıdır. Çevresinin güzelliği, iç ve dış mekanın bulanıklığı arasında yalnızca duvarlar duruyor.
Proje detayları
İsim: Rabram Ofisi
Konum: İzmir, Türkiye
Tamamlanma Yılı: 2023
Site Alanı: 27.896 m2
Yapılı Alan: 240 metrekare
Tasarım takımı: Kemal Serkan Demir, Kisem Gulerius, Laura Uyal, Murat Kumbarazi, Mine Österk
Danışmanlar
Ana yüklenici: Office İstanbul Mimarlık
Taşeron: Semat İnşaat Şirketi, Ata İnşaat Şirketi
Yardımcılar: Birol Mercan, Burhan Semet
Peyzaj Tasarımcıları: Bunica Peyzaj ve Tasarım
“Girişimci. Unapologetic pastırma uzmanı. Kahve fanatiği. Kötü twitter gurusu. İnanılmaz yaratıcı.”