Yeni Alman hükümeti ve Yunanistan

Yakında Yunanistan, Berlin’de yeni bir hükümetle çalışmak zorunda kalacak. Tüm göstergeler, Yeşiller ve Liberal Demokratların Pazar günkü seçimlere üçüncü ve dördüncü partileri dahil edecekleri yönünde.

İdeolojik olarak farklı oldukları için, bir rakip olmaktan çıkıp, bazıları kaçınılmaz olarak Yunanistan’ı ilgilendirecek kararlar almayı içeren önemli bir rol üstlenmeye gidecekler. Bir anlamda, ya kazanan Sosyal Demokrat Parti (SPD) ya da ikinci olan Hıristiyan Demokratlar (CDU) ile iktidara gelecek olan bu iki parti, aynı zamanda Avrupa’nın en güçlü ülkesindeki siyasi sistemin geleceğini de temsil ediyor. Hür Demokrat Parti’nin %23, Yeşiller Partisi’nin ise %22’ye sahip olduğu ülke, oyların neredeyse yarısını bir araya getiriyor.

Yunanistan’ı büyük ölçüde ilgilendiren ve Almanya’yı da büyük ölçüde ilgilendiren pek çok konu var ki bunların başında Türkiye ile ilişkiler, göç ve Avrupa Birliği’nin ekonomik ve maliye politikası geliyor. Dolayısıyla Berlin’de yeni hükümetin kurulması çok önemlidir ve bu bağlamda her ikisi de yeni hükümetin gerekli bileşenleri olarak görülen Yeşiller Partisi ve Hür Demokrat Parti’nin politika yaklaşımları gerekli görünmektedir.

Yeşilleri içeren bir hükümette Türkiye’nin maskaralıklarına daha az tolerans gösterilmesi muhtemeldir, özellikle de – Atina’ya yönelik saldırgan davranışları nedeniyle Ankara’ya denizaltı satışını dondurmaktan yana olan – dış işleri devralırlarsa.

Tabii ki, Türkiye’deki Alman yatırım faaliyeti ve dolayısıyla Alman şirketlerinin ikincisinin ekonomisine maruz kalması çok büyük ve herhangi bir Alman hükümetinin geri çekilmesi kolay olmayacak. Aynı zamanda hiçbir Alman siyasetçi, ülkedeki çok sayıda Türk vatandaşı veya Türk kökenli insanı görmezden gelemez.

Mülteci ve göçmen akışlarını yönetme açısından, Yeşiller (ve SPD), Almanya’ya çok sayıda insanı kabul etme konusunda daha ilerici bir yaklaşım benimsiyor, aynı zamanda Yunanistan gibi ön saftaki ülkelerin yükü nasıl taşıdığı konusunda.

READ  Latin aileleri köklerine gıda yoluyla bağlıdır

Öte yandan, diğer potansiyel koalisyon ortağı FDP, göç konusunda daha az hoşgörülü ve ilk giren ülkelerin daha fazla sorumluluk aldığını görmek istiyor. Bizi ilgilendiren, bu hassas ve bizim için çok önemli olan bu konudaki iç müzakerelerin nerede bittiğidir.

Ekonomi konusunda -yerel ve Avrupalı- Yeşiller (Sosyal Demokratlar gibi), giden Almanya Şansölyesi Angela Merkel ve eski Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble’ninkinden daha yumuşak bir maliye politikasını savunuyorlar ve bu da Yunan ekonomisi için hesaplanabilir sonuçları oldu. Burada da Liberal Demokratlarla politika üzerine müzakereler yoğun olacak ve çoğu, Liberal Demokratların istedikleri gibi Hazine olarak devralıp devralmamasına bağlı olacak.

Ekonomi politikası, kamu yatırımlarının rolü, borçlanma beklentileri, eurobondlar ve Yunanistan üzerinde doğrudan veya dolaylı etkisi olacak bir dizi başka karar gibi konuları ele almak zorunda kalacak.

Fransa-Almanya ekseninin diğer ucu, Başkan Emmanuel Macron’un Avrupa mali politikasına ortak bir yaklaşım umduğu için, Yeşiller’in desteklediği bir şey olsa da, Avrupa bir bütün olarak önümüzdeki birkaç hafta boyunca Almanya’daki gelişmeleri yakından izleyecek. FDP değil.

Yeni koalisyon hükümetinin ideolojik arka planının, iklim değişikliği ve vergilendirmeden kemer sıkma politikalarının sınırlarına kadar şu anda Almanya’yı ilgilendiren başlıca konuları etkileyeceği açıktır. Ancak Alman ekonomisinin büyüklüğü ve Avrupa düzeyinde oynadığı kilit rol düşünüldüğünde, Berlin’de olanlar tüm kıtayı ve tabii ki Yunanistan’ı etkileyecek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir