Türkiye’de 100. yıl dönüm noktası olan seçimler

Cumhuriyetin 100. yılında yapılacak olan Türkiye’de 2023 seçimleri, Türk demokrasi tarihinin en önemli seçimleri olacak. Önceki seçimlerin de aynı şekilde tanımlandığını belirterek bu ifadeye katılmayabilirsiniz. Yorumcuların 2013’ten beri sayısız kez “tarihi” bir seçimden bahsettiğini ekleyebilirsiniz.

Kaydolmak için kesinlikle haklısın. Türkiye siyasette gergin bir on yıl geçirdi ve mümkün olan her izni kullandı. Ülke çok şey gördü.

Gezi Parkı’ndaki isyanlar, adli darbe girişimi, 15 Temmuz darbe girişimi, cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş, Gülen terör örgütü (Gülen), IŞİD ve PKK gibi terörle savaş ve Suriye ve Irak. Akla hemen Libya, Dağlık Karabağ ve Doğu Akdeniz’deki hareketler geliyor.

Tüm bu gelişmeler göz önünde bulundurularak 2023 seçimlerinin Türkiye tarihinin en önemli oyu olacağını düşünüyorum. Sebepleri listeleyeceğim. Sen yargıç olacaksın.

İşte nedeni

Birincisi, Türk halkı cumhuriyetin ikinci yüzyılını şekillendirecek bir lider ve siyasi partiler seçecek. Aynı zamanda, Türkiye’nin uluslararası profilini yükseltmeye kararlı olup olmayacağına da karar vereceğiz.

Diğer bir deyişle, son altı yıldaki dış politika hareketlerini sağlamlaştırmak veya uygunluk adına Türk ulusal hedeflerini ve hırslarını terk etmek arasında seçim yapacağız.

İkincisi, 2023 seçimleri istisnai bir olay olacak, çünkü iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin karizmatik lideri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iktidardaki yirmi yılın ardından son kez cumhurbaşkanlığına aday olacak.

Hiç bir seçim kaybetmemiş bir başkan kariyerini son bir galibiyetle bitirecek mi? Yoksa elinden gelen her şeyi onu yenmek için yapacak olan muhalefet sonunda başarılı olacak mı?

Üçüncü nokta, muhalefetin taleplerine göre, cumhurbaşkanlığı sistemini güçlendirmek mi yoksa parlamenter sisteme geçişi mi başlatmak konusunda Türk halkının karar vereceği.

Üstelik yenilmeyen Erdoğan ile İstanbul’daki galibiyetinin cesaretlendirdiği muhalefet arasındaki rekabetin yoğun olacağını şimdiden söyleyebiliriz.

READ  هذه هي الطريقة التي يسرقونك بها عند إجراء عمليات الشراء والمدفوعات باستخدام هاتفك الخلوي

2019 yazından bu yana aralıksız erken seçimler, seçim ittifakları ve potansiyel adaylardan söz eden Türkiye’nin muhalefet liderleri, tarihin en uzun seçim dönemini yarattı.

Koronavirüs salgını ve Türkiye ekonomisine olumsuz etkisi de 2023 seçimlerini önceki yarışmalardan ayırıyor. Aşılama kampanyası başarılı olursa ve ülke hızla normale dönebilirse, bu gelişmeler iktidar partisinin çıkarlarına hizmet edecektir.

Karşılığında salgın bitmeden muhalefet seçimlerden yararlanacak.

Beşinci nokta, 2023’te Erdoğan’ı yenmek için muhalefetle birlikte çalışma sözü veren ABD Başkanı Beyaz Saray’da iken Türkiye’nin seçim yapacağıdır.

İsrail’e uygulanmayan “demokrasi ve insan hakları” söylemi, Türkiye söz konusu olduğunda organize bir “dostlar koalisyonunun” temeli olabilir.

Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ve Almanya’da yapılan önceki seçimler, yabancı oyuncuların ülkelerin iç işlerine müdahale etmek için belirli algoritmalar kullanabileceğini gösterdi. Dijital ve sosyal medya dünyasında çok fazla manipülasyon var.

Son olarak, uluslararası medyada Türkiye ve Erdoğan aleyhine yürütülen kampanya, seçmenlerin 2023’ten sonra ülkelerini kimin yöneteceğine karar veremeyebileceğini gösteriyor.

Bölgedeki istikrar adası Türkiye’nin özgür iradesini kesintisiz olarak kullanması tüm siyasetçilerin en büyük önceliği olmalıdır.

1990’ların tartışmaları

Son zamanlarda Türk muhalefet partileri 1990’lardan söz ediyor. Bu tartışma, AKP iktidarını eleştirmek için iki şekilde gerçekleşiyor. Bazıları iktidar partisini “1990’ların karanlığını yeniden tesis etmekle” suçluyor.

Diğerleri “1990’ların bundan daha iyi olduğunu” söylüyor. Bana göre bu tartışma anlamsız. Genç nesil o dönemi okuduklarından öğreniyor. Ancak, yaşlılar 90’ları bu saçmalıkların hiçbirini kabul etmeyecek kadar iyi hatırlıyor.

Ancak muhalefetin asıl odak noktası geçiş ve koalisyon inşası olacak. Olası cumhurbaşkanlığı adaylığından giderek daha fazla söz eden ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Kurucu Meclis” e atıfta bulunarak bir geçiş dönemini destekliyor.

READ  Polis istihbarat toplamada Türkiye ile ortaklık arıyor - Minnis

Kapsayıcı ve kapsayıcı bir koalisyonu “demokratik bir ittifak” olarak sunmayı hayal ediyor. Hacı Bayram cami sembolü, kökleri Erdoğan karşıtı olan siyasete olumsuz yaklaşımını örtmek için yeterli değil.

Çatışan görüşleriyle bu siyasi partilerin Türkiye’yi nasıl hayal ettiklerini bilmiyoruz. Muhtemel geçiş dönemi CHP altında tek partili bir hükümete yol açacak mı? Yoksa Türkiye’nin milli çıkarları arkadaşlarını memnun etmek için tehlikeye mi girecek?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir