İsviçreli milletvekili, Türkiye’nin Ermeni soykırımını tanımamasını ‘barışa zararlı’ olarak nitelendirdi

İsviçreli milletvekili, Türkiye’nin Ermeni soykırımını tanımamasını ‘barışa zararlı’ olarak nitelendirdi

Erivan, 24 Nisan, ARMENPRESS. İsviçre Ulusal Konseyi üyesi ve İsviçre-Ermeni Parlamento Dostluk Grubu üyesi Stefan Müller-Altermatt, cezasız kalan suçların tekrar etme eğiliminde olduğunu ve bu nedenle dünyanın Ermeni Soykırımı’nı hatırlaması gerektiğini söylüyor.

107 yılı vesilesiyle ARMENPRESS’e özel bir röportaj verdi.y Ermeni Soykırımını Anma:

Bu yıl Ermeni Soykırımı’nın 107. yıldönümü. Uluslararası toplum tarafından soykırımın tanınması ve kınanması sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?

– Süreç ilerleme kaydediyor gibi görünüyor ama elbette hala atlanmamış önemli noktalar var. Örneğin, birçok ülke -İsviçre dahil- soykırımı tam olarak tanımadı. Örneğin benim ülkemde sadece bir meclis odası var, hükümet yok. İsrail’in soykırımı tanımaması elbette üzücü ve Türkiye’nin kararlı bir duruş sergilemesi barışa zarar veriyor.

– Birçok ülke ve uluslararası kuruluş Ermeni Soykırımı’nı tanımış ve kınamıştır, ancak Türkiye 107 yıl sonra bile inkar politikasını sürdürmektedir. Sizce uluslararası toplumun bu konudaki çalışmaları nelerdir? Çağrılar dışında eylemlere ihtiyaç duyuyor musunuz?

– Evet, özellikle genel olarak Türk güç siyaseti bağlamında. Örneğin mülteci meselelerinde veya Avrupa Birliği ile ekonomik ilişkilerde Türkiye’nin çıkarlarının gerçekleştirilmesi, soykırımın tanınmasıyla bağlantılı olmalıdır.

– Sizce Türkiye hangi koşullar altında tarihi gerçekle yüzleşecek?

– Belki de ancak Türkiye’nin hayati çıkarları tanınmayla bağlantılıysa. Örneğin, Türk para krizi kötüleşirse fırsatlar doğabilir. Elbette olumlu bir saik, yani Ermenistan ile ekonomik ilişkiler kurma arzusu, bu olumsuz saikten daha güzel olurdu. Ancak bunlar Erdoğan gibi milliyetçi bir politikacının taviz vermesi için yeterince hayati olmayabilir.

– Bu zor jeopolitik durumda Ermeni Soykırımı konusunun yeterince ilgi görmeyeceğine dair bir korku var mı? Bu konuda ne yapılmalı?

– Evet, bu tehlike çok lokalize! Ermenistan ve Artsakh’ın çoğu şimdi Ukrayna savaşından öncekinden daha tecrit edilmiş durumda ve sınır dışı etme şeklindeki etnik temizliğin dünya kamuoyunun gözünden kaçma tehlikesi var. Bu nedenle, Dağlık Karabağ Ermenilerinin kendi kaderini tayin hakkı konusunda uluslararası bir tartışmaya acilen ihtiyaç vardır. Rusya’nın etki alanındaki tüm ülkelerde barışın ve kalkınmanın nasıl sağlanacağına dair stratejilere ihtiyaç var.

READ  Bağdat, Türkiye'nin henüz Irak'a petrol boru hattı konusunda bilgi vermediğini söyledi

Ermenistan ve Türkiye arasında devam eden bir diyalog süreci. Sizce bu süreç Ermeni Soykırımı konusunu nasıl etkileyebilir?

Diyalog, ne kadar zor olursa olsun, sadece gerçeğin keşfine yol açabilir. Bu bağlamda, bu diyaloğun çok yoğun bir şekilde yürütüleceğini umuyorum.

– Ermeni Soykırımı konusunu ele alırken, çeşitli ünlü şahsiyetler “bir daha asla” tabirini kullandılar, ancak tarih gösteriyor ki, dünya, cezasız suçların tekrarlanması nedeniyle yeterince ders almamış görünüyor. İleri insanlık pratikte ‘bir daha asla’ görünür kılmak için ne yapmalıdır?

– Başarılı olması için tekrarlanmayacak, hatırlamanız gerekiyor. Ancak soykırımı her yıl anarsak, önemli şahsiyetlerin “bir daha asla” yaşayacağından emin olabiliriz. Cinayetin normal bir şey olmasına izin verilmemeli, yoksa tarihin kanlı akışı endişe verici.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir