AB ‘2021 Stratejik Vizyon’ Raporu ve Türkiye

Hareket özgürlüğü, AB’nin geçen Çarşamba günü Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan “2021 Stratejik Vizyon Raporu – AB Kapasitesi ve Çalışma Özgürlüğü” başlıklı İkinci Stratejik Vizyon Raporunda küresel eğilimlere yanıt verme kabiliyetine ilişkin değerlendirmesi bağlamında kilit önemdedir.

Türkiye AB adaylık sürecini sürdürürken, AB’nin kaynakları ve yetenekleri ile yanıt verebilirliğine ve operasyonel bağımsızlığına yapabileceği paha biçilmez katkıları yeniden inceleyebildik. Bu rapor, AB’nin geleceğini etkileyen küresel sorunlara karşı AB’nin çözüm ve politika üretme kabiliyetini incelediği için dikkatle okunmalıdır.

Dört küresel eğilim

Dört küresel eğilim, küresel ekonomik-politik sistemi derinden etkileyen güç açısından tanımlanmaktadır. Birincisi, iklim değişikliği ve diğer çevresel zorluklar. Dünya ortalama sıcaklığındaki her 0,5 santigrat derecelik (1 Fahrenhayttan daha az) bir artış, coğrafi bölgelerdeki en tehlikeli doğal afetlerle karşı karşıya kalma riskini artırmaktadır.

Dijital “aşırı erişim” ve teknolojik değişim, günlük ve iş hayatımızın her alanını her saniye etkiliyor. Demokratik yönetişim modelleri ve demokratik değerler üzerindeki baskı da bir başka küresel trend olarak belirlenmiştir. Son olarak, küresel düzen ve nüfus değişimi dördüncü trend haline geldi.


3 Eylül 2021’de RN13’te Ambosari Atsimo yakınlarındaki Ulusal Otoyol 13 (RN13) üzerinden manzaranın genel görünümü. (AFP fotoğrafı)

Çok kutuplu küresel düzen

1975’te küresel gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) %60’ını temsil eden G-7, şimdi sadece %40’ını temsil ediyor ve yeni bir çok kutuplu küresel düzen ile karşı karşıyayız; Küresel güç 2050 yılına kadar yeniden dağıtılacak. Doğuya doğru hareket eden bir “jeo-ekonomik merkez”de, Türkiye’nin üçte ikisini ve G-7 ekonomilerini oluşturan E-7 ekonomileri, 2050 yılına kadar %60’ını yakalayacak.

AB Stratejik Vizyon Bildirisi, ABD ve Çin arasındaki rekabetin jeopolitik dengeyi en çok etkileyen konulardan biri haline geldiğine işaret ederken, Çin ve Rusya’dan kaynaklanan küresel rekabet ortamının çeşitli jeopolitik ve jeopolitik sonuçları bulunmaktadır. Rapor, AB’nin küresel liderliğini test edecek ve yeni fırsatlara yol açacak 10 zorluğa odaklanıyor.

READ  Mevduat oranları 2020 zirvesini gördü

“Sürdürülebilir ve esnek bir sağlık ve gıda sistemi kurmak”, “barışı, güvenliği ve istikrarı teşvik etmek için küresel ortaklarla çalışmak”, “hammadde arzını çeşitlendirmek” veya “finansal Her görüş, her analiz, AB’nin küresel liderlik kabiliyetini nasıl güçlendireceğini ve kendisini nasıl sürdüreceğini vurgulayarak, Türkiye’nin AB’ye üye olmasının ne kadar önemli ve hayati olduğunu bir kez daha teyit etmektedir.

Çok kutuplu küresel düzen tüm gerçekleriyle karşımızdadır ve Türkiye’nin AB’nin transatlantik ilişkilerinde güçlü ve demokratik bir ortak olarak rolü Avrupa’nın geleceği için çok değerli olacaktır. Bu detayları tam olarak anlamak için raporu dikkatle incelemenizi tavsiye ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir